Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İngiliz Deniz Kuvvetleri Bakanı Winston Churchill, Avrupa'nın uçurumun en kenarında dolaştığı, fakat Birinci Dünya Savaşı'nın henüz patlamadığı, İngiltere'nin de savaşa taraf olmadığı bir tarihte, 28 Temmuz günü verdiği bir talimatla, yapımı tamamlanmış olan Sultan Osman ve Reşadiye'yi teslim almak üzere İngiltere'de bulunan 1.300 Türk denizcisinin zırhlılara çıkmasının ve gemilere Osmanlı bayrağı çekilmesinin engellenmesi talimatını vermiştir. Sancak çekme töreninin yapılmasına sadece yarım saat kala verilen bu emrin sonucunda, Osmanlı subaylarının protestolarına karşın İngiliz deniz piyadeleri güvertelere çıkmış, kaptan köşklerine el koymuşlardır. İngiliz hükümeti de Churchill'in Osmanlılar için inşa edilmiş iki zırhlının İngiliz donanmasına katılması yolundaki görüşünü hiç duraksama göstermeksizin benimseyecek, 31 Temmuz günü yani Osmanlı İmparatorluğu'yla Almanya arasında ittifak anlaşmasının imzalanmasından iki gün önce, tüm bedelleri ödenerek büyük fedakârlıklarla Osmanlılar için satın alınmış olan zırhlılara el koyma kararı alınacaktır. Böylece, Sultan Osman I bir çırpıda HMS Agincourt, Sultan Mehmet Reşat ise HMS Erin olup çıkar.
Sayfa 319
115 syf.
8/10 puan verdi
İslam peygamberlerinden biri olan Hazreti Davut altı köseli yıldızı kendi resmi yazışmalarında kullanmış yine kendisi gibi peygamber ve hükümdar olan oğlu Hazreti Süleyman da babasından miras olarak aldığı mührü aynı şekilde her eserine basmıştır.Osmanlı imparatorluğu başta olmak üzere tarihteki bir çok İslam devleti de altı köseli yıldız İslami
Âlem-i İslâm Yazıları -II- Filistin
Âlem-i İslâm Yazıları -II- FilistinTaha Kılınç · KETEBE · 2023317 okunma
Reklam
🇵🇸Filistin meselesi (3) kaynak: Bbc - Londra 1917 – Dengeler değişirken Birinci Dünya Savaşı sırasında da Filistin ve çevresi Osmanlı idaresindeydi. İngiltere’nin desteklediği Arap güçleri Osmanlı hakimiyetine son verene kadar da bu durum sürdü. İngiltere savaşın sonunda, 1918’de bölgeyi işgal etti. 25 Nisan 1920’de alınan Milletler
🇵🇸Filistin meselesi (2) kaynak: Bbc - Londra 1897 –Birinci Siyonizm Kongresi İsviçre’nin Basel şehrinde toplandı. 1896’da gazeteci Theodor Herzl, ”Der Judenstaat” yani Yahudi Devleti adlı bir kitap yayınlamıştı ve kongrede bu kitaptaki fikirler tartışıldı. Herzl, Viyana’da yaşayan bir Yahudi’ydi. Yahudiler’in kendi devletini kurmasını savunuyordu. Ve özellikle Avrupa’daki Yahudi düşmanlığına karşı bu fikri geliştirmişti. Kongrenin sonunda, Basel Programı yayınlandı. Bu belgede, Filistin’de bir Yahudi vatanının kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı’nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi öngörülüyordu. 1897’den önce, çok az sayıda Siyonist göçmen zaten bölgeye gelmeye başlamıştı. 1903’e kadar, bunların sayısı 25 bine ulaştı. Çoğu da Doğu Avrupa’dan gelmişti. Bölgenin yarım milyona yakın Arap sakiniyle birlikte yaşıyorlardı. O zamanlar Filistin, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçasıydı. 1904 ila 1914 arasında 40 bin kişilik bir ikinci göçmen dalgası geldi.
548 syf.
·
Puan vermedi
Halkın örgütlü gücü yenilemez! …… ….. Halbuki Osmanlı'nın yetiştirdiği en büyük isimdir Atatürk. Fatih'in, Yavuz'un ve diğer padişahların adını babadan öyle doğduğu için duyuyoruz. Oysa sen Selanik'te yoksul bir Osmanlı ailesinin çocuğu olarak doğ, o yoksul şartlarda git parasız yatılı oku. Oradan çık, dünyaya adını duyur. 20.yüzyılın en büyük lideri ol. Dünya çapında savaşlar kazan, iki kere İngiliz kabinesi yıkılsın senin yüzünden ve bir model oluştur dünyaya ve ölümünden bu kadar yıl sonra bile dünya basını senden bahsetsin. Bana bir tane böyle mucize gösterin ya!
Sevdalım Hayat
Sevdalım HayatZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 20124,364 okunma
Osmanlı Dönemi Metin Yayınları Atsız'ın ilk yayımladığı Osmanlı dönemi metinleri tarihle ilgili iki eserdir: Ahmedî, Dâstân ve Tevârîh-i Âl-i Osman; Âşıkpaşaoğlu Ahmed Âşıkî, Tevârîh-i Âl-i Osman. Bunlardan birincisi 1410'dan önce, ikincisi 1478 civarında yazılmıştır. Her ikisi de Batı Türkçesi'nin ilk dönemine yani Eski Oğuz
Reklam
512 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kemal Tahir
Kemal Tahir
Yürekli adam. Kaleminden kan damlıyor. Ne demek istediğimi Ustanın romanlarını okuyanlar anlamıştır...
Yorgun Savaşcı
Yorgun Savaşcı
romanı, Kemal Tahir'in
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanları
,
Esir Şehrin Mahpusu
Esir Şehrin Mahpusu
,
Yol Ayrımı
Yol Ayrımı
, üçlemesinin aslında dörtleme devamı gibi. 1. Dünya savaşından yenik çıkan ve işgale uğrayan Osmanlı imparatorluğunun. Darmadağın olan, 7 cephede binlerce şehit, gazi, ve esir bıraktıktan sonra can haliyle geldikleri düşman işgali altındaki vatan toprağında, onurları incinmiş, yalnız, çaresiz, kırgınlık içinde ki, Türk subay ve askerlerinin horlanmalarına, suçlanmalarına, dışlanmalarına, hakir görülmelerine rağmen yeniden vatan kurtarma derdine düşüp Mustafa Kemal'in etrafında toplanmaya çalışmaları, İç isyanlarla, İşgalcilere destek veren İstanbul hükümetiyle ve onların yardakçısı din adamlarıyla boğuşmaları,,,, Cephelerde yaşadıkları dramları.... İşgal altındaki İstanbul halkının perişanlığı, rezilliği, çilesi anlatılıyor... Ve incelememi her zamanki gibi tüm kitabı özetleyen tek bir alıntıyla sonlandırıyorum. ''Durduğumuz yerde çürüsek miydi? Kül gibi dağılıp yele mi gitseydik? Yazılacaksa da, 'Dövüşe dövüşe yenildiler, güçlerinin son boğumuna kadar direndiler!' yazılsın...
Kemal Tahir
Kemal Tahir
Yorgun Savaşcı
Yorgun Savaşcı
sayfa 141 Ketebe Yayınları
Yorgun Savaşcı
Yorgun SavaşcıKemal Tahir · Ketebe Yayınları · 20223,181 okunma
1.Dünya Savaşı'nda düşman Çanakkale Boğazını zorlarken hükümetin Anadolu'ya taşınması düşünülmüş ve bu konu ak sultan 2.Abdülhamit'e iletilmiştir. Abdülhamit'in cevabı; Ceddin Fatih Hazretleri İstanbul'u alırken son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans İmparatorları kadar da mı olamıyoruz ki bu şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanedanı İstanbul'u terk ederse bir daha oraya dönemez. Muhterem biraderime söyleyin: İstanbul'dan bir adım bile dışarı atamam!
Sayfa 129Kitabı okudu
İstanbul'un fethinin dünya tarihi için en önemli sonuçlarından biri de, hiç kuskusuz Osmanlı Devleti'nin gelecekte bütün Avrupayı tehdit eden bir dünya gücü olarak ortaya çıkması ve 16. yüzyıl Avrupa devletler sistemi içinde yer almasıdır.
OSMANLI’DA KADINLARIN KURDUĞU EĞİTİM VAKIFLARI 29 Şevval 1445 De ki: İster ona inanın ister inanmayın! Çünkü o (Kur’an) daha önce kendilerine ilim verilenlere okununca, hemen yüzüstü secdeye kapanırlardı. (İsrâ, 17/107) Osmanlı’da kadınların kurduğu vakıflar çok geniş bir yekûn tutar. Dinî kurum ve hizmetler, sağlık ve sosyal hizmetler, bayındırlık ve beledi hizmetlere yönelik vakıflar kuran kadınlar, eğitim ve öğretim hizmetleriyle ilgili vakıflara da ağırlık vermişlerdir. Eğitim kurumları inşa etmeleri ya da var olan eğitim kurumlarının çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için tasaddukta bulunmaları Osmanlı kadınlarının şefkatini, merhametini, eğitimli bir nesil yetiştirme bilincinde olduklarını göstermektedir. Örneğin, Valide Sultan ve Hanım Sultan vakıfları, Osmanlı kadınlarının cömertliğinin bir göstergesi olmuş, halkın gözünde yöneticilerin prestijlerini ve meşruiyetlerini artırmıştır. Hürrem Sultan, Haseki semtinde, bünyesinde bir medrese ve mektebin de yer aldığı bir külliye inşa ettirmiştir. Bezmiâlem Valide Sultan da kurduğu vakıf kütüphanesi ve eğitim kurumlarıyla ön plana çıkmıştır. Nurbanu Sultan Üsküdar’da içinde bir medrese de bulunan Atik Valide Külliyesi’ni Mimar Sinan’a yaptırmıştır. II. Dünya Savaşı sona erdi. (1945) Vakıflar Haftası (8-14 Mayıs) Bugün Greenwich saati ile 03.22’de içtima, 16.19’da Ru’yet olacak ve hilal ilk defa Asya Kıtası’nın ortasından itibaren görülmeye başlayacaktır. #diyanettakvimi
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Kitabın adı Çölde İsyan değil de Çölde ihanet olmalıydı.
Arkeologluktan casusluğa, daha sonra Irak diplomatlığına kadar uzanan bir yolculuk. 1. Dünya savaşı sırasında bazı ülkelerin sınırlarını belirleyen, Gertrude Bell'den sonra şüphesiz en önemli kişilerden biriydi. Neredeyse hepimiz onu tanıyoruz, ama hiçbirimiz sevmiyoruz. Nefretimizi nasıl kazanmış gelin beraber okuyalım. Yaşanan şeyler,
Çölde İsyan
Çölde İsyanT. E. Lawrence · Kronik Kitap · 202373 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Yirmi bin insanı Nazi soykırımından kurtaran bir kahramanın öyküsü
Bu kitap için ne desem az. Aslında Behiç Erkin için ne desem az demem daha doğru olabilirdi. Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nda savaşmış bir komutan. Demiryollarını millileştiren kişi, bakanlık yapmış. Atatürk'ün yakınlarına verdiği 37 soyisimden 9.suna sahip kişi. Ah ne büyük bir onur. Ne güzel bir hayat. Ne mutlu ona. Ne mutlu bu kitap vasıtasıyla onu tanımış olan bizlere. Bu kitapta Fransa Büyükelçiliği sırasında (Vichy'de konsolosluk. Orası işgal edilmemiş bölge ama sonradan işgal edilecek.) Behiç Bey'in demir gibi iradesi ile Fransız ve Almanlara, Türk vatandaşlarının haklarını korumak için, isteklerini nasıl yaptırdığını okudum. Diplomasinin nasıl yapılacağını siyasilerimiz tarihten okuyarak öğrensinler. Eğilmeden bükülmeden demirden bir irade nasıl olurmuş öğrensinler. Fransa'ya yerleşmiş Yahudi varandaşlarımızı korumak için durmadan, yılmadan çalışan bir adam Behiç Bey. Hatta Osmanlı topraklarında doğmuş ama Fransa'ya yerleşip Fransız vatandaşı olmuş Türklerin hakkını korumak için elinden geleni yapan kişi. Okudukların karşısında ne kadar gururlandım anlatamam. İstiklal Madalyası sahibi, Almanların en değerli nişanı olan Birinci Dereceden Demir Haç Madalyası sahibi, Fransızların en yüksek nişanı olan Birinci Dereceden Legion, D'Honneur Madalyası sahibi. O dünyaya örnek bir Türk. O, dünyaya insanlık dersi veren bir Türk. O Nazi Almanyasına kafa tutabilen, Nazilerden daha Nazici olan Fransızlara lafa tutabilen bir insan. En beğendiğim kitaplar arasında ilk sıralarda yükseldi bile.
Büyükelçi
BüyükelçiEmir Kıvırcık · Goa Yayınevi · 2007253 okunma
Birinci Dünya Savaşı esnsında Osmanlı'daki Alman komutanların neden hem sizi sevmedikleri hem de büyük saygı duyduklarını şimdi anladın. Demir Haç Madalyası doğru insana verilmiş," dedi ve aniden topuklarını sıkıca birbirine vurarak asker selamı verdi Krug von Nidda.
Sayfa 190 - Türk diplomat ve vatandaşların vagonlara doldurulup kamplara götürüldüğünü öğrenen Behiç Bey, diplomatlar ve vatandaşların vagondan indirildi haberi gelene kadar Alman Gestapo Karargâhı'nda bekliyor. Trenin hareketinden 6 saat sonra indiriliyorlar.Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.